OKUL ZİLİ, UMUT ZİLİ

Her yıl Eylül ayı geldiğinde bana göre sadece takvim yaprakları değişmez; sokakların, caddelerin, parkların ruhu da değişir. Çünkü sabahın erken saatlerinde ellerinde çantalarıyla okula koşan çocuklar, okul servislerinin telaşlı kornaları, okul bahçelerinden yükselen heyecanlı sesler, bizlere yeni bir başlangıcın habercisi olduğunu gösteriyor. Okulların açılması baharda bitkilerin yeniden çiçek açması gibi bir milletin yeniden umut tazelemesi demektir. 

Mesleğim itibariyle her eğitim-öğretim yılında; yeni kitap ve defterlerin kokusuyla, yeni kalemlerin heyecanıyla başladığını görmekteyim. Ancak eğitim ve öğretim yılı başlangıcında yenilenenler sadece defter ve kalem değildir, umutlar yenilenir, hayaller ve hedefler yeniden şekillenmektedir. Öğrenciler bilgiyi öğrenme yolculuğuna bir adım daha atmış olurlar. Öğretmenler, bir anne ve baba şefkatiyle, çocuklara ışık olma sorumluluğunu yeniden kuşanır. Veliler ise çocuklarının gözlerindeki parıltıyla gelecek için yeniden ümitlenir.

Eğitim, bir toplumun en büyük sermayesidir. Çünkü eğitim; sadece ders kitaplarından ibaret değildir. Eğitim, hele hele Türkiye yüzyılı maarif modeliyle beraber bir çocuğun hayata bakışını şekillendiren, değerler kazandıran, insana insan olmayı öğreten en büyük yolculuktur. Bu yüzden okullar açıldığında aslında sadece öğrenciler değil, bütün toplum yeni bir heyecana ortak olur.

Yeni bir eğitim yılı demek, toplumun her kesiminin sorumluluklarını yeniden hatırlaması demektir. Öğrenciler için derslerine daha sıkı sıkı sarılma, öğretmenler için bilgiyi daha güzel aktarmak için yöntemler geliştirme, veliler için çocuklarının yanında olma zamanıdır. Fakat en önemlisi, hep beraber geleceği inşa etme görevidir. Çünkü bir toplumun geleceği, sıralarda oturan o küçük yüreklerde saklıdır. Kimi hayallerine koşacak, kimi yeteneklerini keşfedecek, kimi de hayatına yön verecek ilk adımları atacak. Onların gözlerindeki merak ve heyecanı görmek, biz büyükler için de en büyük motivasyondur. Çünkü onların başarısı, ülkenin başarısıdır.

Elbette eğitim yolculuğu sadece kolaylıklardan ibaret değildir. Zorluklar, eksiklikler, imkânsızlıklar da vardır. Ama unutmamak gerekir ki en büyük başarılar, zorlukların ardından gelir. Tam da bu noktada; unutulmaması gereken bir diğer önemli durumda öğretmenlerin omuzlarına gereğinden fazla yük bindirilmemesidir. Öğretmenler yalnızca ders anlatan kişiler değil, çocuklarımızın kişisel gelişiminde yol gösterici olan rehberlerdir. Velilerin, idarecilerin ve tüm eğitim paydaşlarının, öğretmenlerden her sorunun çözümünü beklemek yerine onlara destek olması büyük önem taşır. Çünkü eğitim, yalnızca öğretmenin omuzlarında duran bir sorumluluk değil; ailelerin, idarenin ve toplumun ortak çabasıyla yürüyen bir süreç olduğuna inanıyorum. Öğretmenin işini kolaylaştıran her adım, aslında doğrudan öğrencilerin başarısını da artırır.

Önümüzdeki hafta kalemlerini eline alan, sıralarına oturan her öğrenciye sesleniyorum: Hayallerinizin peşinden gidin, pes etmeyin, çalışın, öğrenin, araştırın. Çünkü bu milletin yarını sizsiniz.

Yeni eğitim-öğretim yılı hepimize hayırlı olsun. Bu yılın, ülkemize başarı, huzur ve güzellikler getirmesini temenni ediyorum. Kalemleriniz umutla yazsın, defterleriniz hayallerle dolsun, yürekleriniz iyilikle büyüsün diyorum. Eğitimin olduğu yerde, geleceğin ışığı da parlayacaktır.

Vesselam…..

Related posts

One Thought to “OKUL ZİLİ, UMUT ZİLİ”

  1. Mesut Hekimhan

    Yeni dönemin hepimize hayırlar getirmesini diliyorum. Emeklerinize sağlık üstat

Leave a Comment